Ödenecek faturaları, girilecek siparişleri, teki kaybolmuş çorapları, üst üste yığılmış dosyaları, tezgâhtaki kahve lekesini, sarma getiren komşunun porselen tabağını, okuyamadığı için yığılan kitapları, verilmiş sözleri -“Akşam muhakkak ara.”-, tutulamamışları, -“Hani arayacaktın?”- verilecekleri, -“Bi plan mı yapsak?”- bu yaşına kadar okuduğu tüm kitapları, tabakta kalan uzanamadığı son çerezi, açık unuttuğu fermuarı, edemediği teşekkürü, acil değilse sonra döneceğim dediği aramaları, bir çuvala doldurası geliyordu.
“Nazım’ın Elleri” adlı öyküden
 
“Mahal Edebiyat’ın II. Öykü Yarışması sonucunda derlediğimiz bu seçki, inanıyorum ki bu gayrete omuz verecek. Süreç boyunca kendi adıma temennim hep bu oldu. Bu seçki, aynı zamanda, yalnızlıklara karşıt kolektif bir ses, zarif bir kontrast... Bir araya geldiklerinde birbirlerini daha da yukarı taşıyan bu metinleri okurlarına emanet ediyoruz.”
Başar Yılmaz